İki ana başlık altında toplanırlar:
1. Künt Kafa Travmaları: Kafaya gelen sert bir darbe veya kafayı sert bir yere çarpma sonrası gelişirler. Çeşitleri:
· Kafatası Kırıkları
· Epidural Kanama
· Subdural Kanama
· Subaraknoid Kanama
· Serebral Kontüzyon
· İntraserebral Kanama
· Diffüz Aksonal Yaralanma
2. Delici Kafa Travmaları: Silah mermisi, delici alet gibi bir cismin kafatası kemiğini delerek, kafa içine girmesi sonucu oluşurlar. Bu vakalarda, kafanın içine giren cismin yarattığı direkt beyin hasarının yanı sıra, künt kafa travmalarında görülen yaralanma çeşitleri de tabloya eşlik edebilir.
KÜNT KAFA YARALANMALARI
Kafatası Kırıkları
Kırığın şekline göre üçe ayrılırlar:
1. Lineer kırıklar (Çatlaklar)
2. Separe Kırıklar (Ayrışmış Kırıklar)
3. Depresyon Kırıkları (Çökme Kırıkları)
Lineer Kırıklar: Kafa kemiklerinde travmaya bağlı olarak gelişen çatlaklardır. Direkt röntgen ve Beyin Tomografisi ile teşhis edilirler. Tek başlarına tedavi gerektirmezler. Hastanın hastaneye yatırılıp beyin kanaması veya havale geçirme riskine karşı bir gece takibi gerekir.
Separe Kırıklar: Kırılan kafa kemiğinin iki kenarının birbirinden ayrıştığı kırıklardır. Lineer kırıklara oranla daha şiddetli bir travmayı gerektirirler. Direkt röntgen ve Beyin Tomografisi ile teşhis edilirler. Herhangi bir tedavi gerektirmezler. Hastanın hastaneye yatırılıp, beyin kanaması veya havale geçirme riskine karşı bir veya iki gece takibi gerekir.
Lineer kırıklarda ve daha yüksek olasılıkla da separe kırıklarda, kırığın altında bulunan beyin zarının yırtık olma ihtimali vardır. Böyle bir durumda, özellikle 3 yaşından küçük çocuklarda kemikler birbirinden uzaklaşmaya ve kırık hattı büyümeye devam edebilir. Bu nedenle bu hastaların travmadan 2 ay sonra, mutlaka beyin cerrahisi polikliniğine kontrole getirilmesi gerekir.
Depresyon Kırıkları: Kırılan kemik parçaları beyne doğru çökmüştür. Çöken kısım bir parçadan veya birden çok parçacıktan oluşabilir. Direkt röntgen ve Beyin Tomografisi ile teşhis edilirler. Travma yerinde oluşan şişlik geçtikten sonra elle dokunarak veya dışardan gözle bakarak da fark edilebilirler. Çökme miktarı kafatası kemiğinin kalınlığından daha fazla ise ameliyat edilmelidir. Diğerlerinde hasta hastaneye yatırılır ve takip edilir. Çöken kemik parçasının üzerindeki deri de kesilmişse, enfeksiyon riskini en aza düşürmek için hasta, ilk 12 saat içinde ameliyat edilmelidir. Çökme kırıklarının bir kısmında çöken kemik, beyin zarını delerek, beyin dokusuna hasar verebilir. Böyle durumlarda, beyin dokusu içindeki kemik parçaları ve varsa diğer yabancı cisimler temizlenir, kanama kontrolü yapılır ve beyin zarı dikilir.
Bazen bebeklerde kafa kemiğinin ince ve yumuşak olmasından dolayı pinpon topundakine benzeyen bir çökme kırığı gelişir. Bu benzerliğinden dolayı bu tür kırıklara Pinpon Topu Kırığı denir. Tedavisi, çöken kısmın ameliyatla yukarı kaldırılmasıdır.
Kafa kırıkları, kırığın yerine göre de ikiye ayrılırlar:
1. Kubbe Kırıkları
2. Kaide Kırıkları
Kubbe Kırıkları: Kafa kubbesinde ve kafanın yan taraflarında görülen kırıklardır. Tanıları direkt röntgen fimi veya Bigisayarlı Tomografi ile konur. Bu bölgelerde yukarıda sayılan üç kırık türü de gelişebilir. Tedavileri yukarıda anlatılmıştır.
Kaide Kırıkları: Kafatasının tabanında gelişen kırıklardır. Genelde lineer kırık veya separe kırık şeklindedir. Tanıları Bilgisayarlı Tomografi ile konulur. Bu bölge, sinirlerin ve beyni besleyen damarların kafa içine girdiği veya kafanın dışına çıktığı delik ve kanalları barındırmaktadır. Bu nedenle bu bölge kırıklarında sağırlık, dengesizlik, çift görme, görme kaybı, yüz felci, beyni besleyen damarların yaralanması gibi durumlar gelişebilmektedir. Nadiren ameliyat gerektirirler.
Epidural Kanamalar
Kafa kemiği ile ve beynin etrafını saran “dura mater” adı verilen sert zar arasında gelişen kanamlardır. En sık nedeni, şakak bölgesinde bulunan a.meningea media isimli atardamarın yırtılmasıdır. Daha az sıklıkta “venöz sinüsler” adı verilen toplardamarlardan birinin yırtılması veya kırılan kemiğin bu bölgeye kanaması sonucu da gelişebilirler. Tanıları Beyin Tomografisi ile konulur. Beyni sıkıştırıp şuuru bozacak büyüklükte olan kanamalar acilen ameliyat edilmelidir. Daha küçük kanaması olan hastalar ise hastaneye yatırılarak yakın takip altında tutulmalıdır. Ölüm oranı %20-55 arasında değişmektedir. Ancak, erken ve doğru tanı ve tedavi ile bu oran % 5-10’lara kadar düşebilmektedir. Venöz sinüs adı verilen toplardamar kanamalarında ölüm veya sakat kalım oranı bariz bir şekilde daha yüksektir.
Subdural Kanamalar
Beynin etrafını saran “dura mater” adı verilen sert bir zar ile “araknoid” denilen soğan zarına benzer ince bir zar arasında gelişen kanamlardır. En sık nedeni, bu iki zar arasında uzanan ve köprü venleri adı verilen ince toplardamarların yırtılmasıdır. Travmanın şiddeti epidural kanamaya göre daha yüksektir. Bu nedenle subdural kanamaya genellikle başka kanama veya beyin yaralanmaları da eşlik eder ve bu durum, ölüm ve sakat kalma oranını bariz şekilde arttırır. Tanıları Beyin Tomografisi ile konulur. Beyni sıkıştırıp şuuru bozacak büyüklükte olan kanamalar acilen ameliyat edilmelidir. Daha küçük kanaması olan hastalar ise hastaneye yatırılarak yakın takip altında tutulmalıdır. Ölüm oranı %50-90 arasında değişmektedir. Kan sulandırıcı kullanan yaşlı hastalarda bu oran %90-100 arasındadır.
Özellikle yaşlı ve beyni küçülmüş olan hastaların bir kısmında, günler sonra subdural kanama gelişebilmekte ve gelişen bu kanama ancak haftalar sonra belirti vermektedir. Hatta bu hastaların bir kısmı, akılda kalacak şiddette bir kafa travması geçirmemiş dahi olabilmektedir. Bilgisayarlı Tomografi ile kanamadan şüphelenilir ve kesin teşhis Beyin MRI ile konulur. İlk tomografisi normal olsa ve herhangi bir şikayeti olmasa dahi, beyni küçülmüş yaşlı hastaların tümü travmadan 20 gün sonra kontrole çağrılmalı ve gereken tetkikleri yapılmalıdır.
Subdural kanamalar nadiren de spinal anestezi (belden uyuşturma) sonrasında gelişebilmektedir. Bu nedenle, spinal anestezi yapılmış olan hastalarda şiddetli baş ağrısı, kusma, çift görme, şuur bulanıklığı, uyuşma veya güçsüzlük gibi şikayetler dikkate alınmalı ve subdural kanama gelişmiş olabileceği düşüncesi akılda tutulmalıdır.
Örnek Vaka 1: 70 yaşında erkek hasta. Yaklaşık 20 gün önce kafasını hafifçe çarpmış ve önemsememiş. Beş gündür anlama güçlüğü, konuşma güçlüğü ve sağ kolunda ve bacağında kuvvetsizlik şikayetleriyle getirildi. Bilgisayarlı Beyin Tomografisinde beynin sol tarafında kanama ile uyumlu görüntü saptadık (Resim 1’de oklarla gösterilen alan). Çekilen Beyin MR’ında kanama çok daha net bir şekilde ortaya konuldu (Resim 2’de oklarla gösterilen alan). Hasta ameliyata alındı ve kanaması boşaltıldı. Ameliyattan sonra bütün şikayetleri düzeldi ve bir hafta sonra ayakta yürüyerek taburcu edildi. Yaklaşık bir ay sonra çekilen Bilgisayarlı Beyin Tomografisinde kanmanın tamamen ortadan kalkmış olduğu ve beynin normal olduğu görülüyor (Resim 3). Hasta halen normal yaşamına devam etmekte ve hiçbir sorunu bulunmamaktadır.
Travmatik Subaraknoid Kanamalar
Beynin etrafını saran “araknoid” denilen soğan zarına benzer ince bir zar ile “pia mater” adı verilen ve beyne yapışık olan çok ince bir zar arasında gelişen kanamalardır. Bu iki zar arasında Beyin Omurilik Suyu (BOS) dolaşır ve beyni besleyen damarların ana dalları da bu suyun içinde yüzer. Bu damarların yaralanması sonucu burada dolaşan suyun içine kanama olur. Tanıları Beyin Tomografisi ile konulur. Ameliyat edilmezler; sadece ilaçla tedavi edilirler. Daha sonraki süreçte BOS akım yollarını tıkayarak Beyinde Su Toplanması (Hidrosefali)’naneden olabilirler.
Subaraknoid kanamalar, travma olmadan da gelişebilmektedir. Spontan Subaraknoid Kanamalar olarak isimlendirilen bu kanamalarda en sık neden, beyin damarında oluşmuş olan bir baloncuğun ( Serebral Anevrizma ) kendiliğinden patlamasıdır.
Serebral Kontüzyon
Beynin içinde bulunan kılcal damarların yırtılması sonucu oluşan küçük kanama odaklarıdır. Çarpmanın etkisiyle, kafa içerisinde hızlı bir şekilde ileri geri hareket eden beynin, kafatasının sivri uçlarına çarpmasıyla gelişir. Beynin içinde olduklarında ölüm ve sakat kalım oranları oldukça yüksektir. Beyni sıkıştıracak ve ölüme doğru götürecek denli büyüyenlerde hasta ameliyat edilir. Diğerlerinde ilaç tedavisi uygulanır.
İntraserebral Hematom
Serebral kontüzyon alanlarının büyüyüp birleşmesi sonucu beynin içinde oluşan büyük kanamalardır. Beyni sıkıştırıp, hastanın şuurunu bozan intraserebral hematomlar ameliyatla boşaltılmalıdır. Diğer vakalarda ilaç tedavisi uygulanır.
Örnek Vaka 1: 40 yaşında erkek hasta. Daha önce geçirdiği kalp ameliyatı nedeniyle kan sulandırıcı ilaç kullanıyor. Yüksekten düşme sonrası kafa travması ve şuur bulanıklığı ile hastanemize getirildi. Acile gelir gelmez çektiğimiz Bilgisayarlı Beyin Tomografisinde (Resim 1) oklarla gösterilen alanda büyük bir intraserebral kanaması mevcut. 3.günde çektiğimiz Bilgisayarlı Beyin Tomografisinde (Resim 2) oklarla gösterilen alanda kanamanın bir miktar büyüdüğü görülüyor. Ancak, hastanın şuuru ilk güne göre daha iyi olduğundan, ameliyata alınmadı ve yoğun bakımda sıkı takip ve tedavisine devam edildi. 10 gün sonra, ayakta yürüyerek taburcu edilen ve hiçbir hasarı olmayan hastanın, 22. günde kontrole geldiğinde çektiğimiz Bilgisayarlı Beyin Tomografisinde (Resim 3) kanamanın neredeyse tamamen kaybolduğu görülmektedir. Hasta halen sağlıklı bir şekilde işine ve hayatına devam etmektedir.ek Vaka
Örnek Vaka 2: 60 yaşında kadın hasta. Trafik kazası sonrası kafa travması ve şuur kaybıyla hastanemize getirildi. İlk çekilen Bilgisayarlı Beyin Tomografisinde Subdural Kanama saptanması üzerine acilen ameliyat edildi. Ameliyattan 4 saat sonra çektiğimiz kotrol Bilgisayarlı Beyin Tomografisinde (Resim 1) oklarla gösterilen alanda büyük bir intraserebral kanama geliştiğini saptadık ve acilen ameliyata aldık. Ameliyatın ertesi günü çekilen kontrol Bilgisayarlı Beyin Tomografisinde (Resim 2) kanamanın tamamen temizlenmiş olduğu görülmektedir. Yaklaşık bir ay sonra yürüyerek ayakta taburcu edilen hasta, fizik tedavi ve rehabilitasyon sonrası normal hayatına geri döndü.
Diffüz Aksonal Yaralanma
Başın, aniden hızlanıp aniden yavaşlayan dönme hareketi sonucu gelişir. Beyinde sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan uzun liflerin hasarı söz konusudur. Hastada bilinç kaybı ile beraber ciddi beyin yaralanması vardır. Bilgisayarlı Beyin Tomografisi genellikle normaldir. Beyin MR’ı yaralanma hakkında fikir verebilir. Ölüm oranı yüksektir. Sağ kalan hastaların büyük bir kısmında kalıcı ciddi sakatlıklar gelişir.